Biyokütle Enerjisi: Doğadan Gelen Güç
Fosil yakıtların küresel etkileri ve gittikçe tükenen kaynakları göz önüne alındığında, enerji sektörü yeşil ve sürdürülebilir alternatiflere yöneliyor. Bu alternatiflerden biri de biyokütle enerjisi. Peki bu biyokütle enerjisi nasıl elde ediliyor ve kaynak olarak hangi maddeleri kullanıyor?
Adından da anlaşılacağı gibi insan faaliyetleri veya hayvansal ya da bitkisel kaynaklı organik atıkların yakıt olarak kullanımı ile üretilen enerjiye biyokütle enerjisi diyoruz. Kısaca biyokütle enerji santralleri organik malzemelerin enerjiye dönüştürülmesi sürecini ifade eder.
(Şekil:1)
Biyokütle enerjisini elde etme yöntemi ise 2 ana başlık altında incelenebilir:
1) TERMAL YÖNTEMLER
2) BİYOKİMYASAL YÖNTEMLER
Biyokütle enerji santralinin termal yöntem ile çalışma prensibi ise Şekil 1'de gözüktüğü gibidir. Biyokütle yakıtı, bir kazanda yakılır bunun sonucunda yüksek sıcaklık ve basınçta buhar üretilir. Üretilen buhar türbine gönderilir ve buharın sahip olduğu potansiyel enerji buhar türbini tarafından mekanik enerjiye ve jeneratör vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüştürülür. Elde edilen elektrik enerjisinin üretilen buharın sahip olduğu potansiyel enerjiye oranı elektriksel verimliliktir. Triveni buhar türbinleri yüksek elektriksel verimliliği, dayanıklılığı ve kalite standartlarına uygunluğu ile dünya genelinde ön plana çıkmaktadır. Ayrıca satış öncesi ve sonrası hizmetleriyle müşterilerine güvence ve memnuniyet sağlamaktadır.
Sonuç olarak biyokütle enerjisi, atmosferik karbon döngüsünü kullandığı için karbon nötr olarak nitelendirilebilir ve fosil yakıtların yerine kullanabilirliğinden dolayı çevresel zararları minimize eder. Günümüzde ve yakın gelecekte, biyokütle enerjisi, enerji ihtiyacımızın bir kısmını karşılaması aynı zamanda fosil yakıtlara kıyasla daha temiz ve sürekli enerji üretimi sağlaması açısından alternatif bir çözüm olarak kabul edilmektedir. Geleceğimiz için biyokütleden enerji eldesi yöntemlerine çok daha fazla kaynak ayırmamız gerekir. Ancak, bu teknolojilerin çevresel etkilerini kontrol altında tutarak ve sürdürülebilirliği sağlayarak kullanılması önemlidir.